Bayram günlerinde müslümânlar neler yapmalıdır?

Süre: 11 dk 54 sn

Cevap: Cenâb-ı Hakkın kullarına ihsânı. Bir emri yerine getirmenin akabinde, kullarının o sevinçlerini maddî şeylerle de değerlendirdikleri gibi, bunu kendi aralarında paylaşmaları gerekir. Bazı [maddî] şeyler vardır, paylaşıldıkça azalır. Zahîren öyle. Ama bazı şeyler vardır, meselâ sevgiyi paylaştıkça artar. Dertleri, kederleri paylaştığınız zamân da azalır. Ramazân-ı şerîfde bir sevincimiz var. Bunu paylaşmamız gerekir. Önce yakınlarımızla paylaşacağız. Birinci gün zaten ziyâretler yapmışızdır, telefon etmişizdir. Ulaşamadıysak ikinci gün de zorlayacağız. Ama uzaktaysak telefonla arayacağız. Bugün imkânlar biraz daha geniş. Anne baba eğer hayatta ise, onların rızâsını almak için elden gelen gayreti sarf etmeli. Uzaktalarsa, yanlarına gitme imkânı varsa, gitmek için gayret sarf etmeli. Gidilemiyorsa telefon etmeli, gönülleri alınmalı, duâları alınmalıdır. Yani ne yapıp yapıp bu işi tatlılığa bağlamalıdır. Sonra diğer yakınlar ziyâret edilmeli, gönülleri alınmalıdır. Vefât ettiler ise, kabirleri ziyâret edilir. Bir Fâtiha, onbir İhlâs okunur. Eğer gidilme imkânı söz konusu değil ise, bayramda çocuklar sevindirilir, bir Fâtiha, onbir İhlâs okunur veyâhud da yiyecek ikrâm edilir. Bunlardan hâsıl olan sevâb, yakınlardan vefât eden kimse onlara hediye edilir. Dolayısıyla sevâb gidince onlar da bu işten habedâr olurlar. Ne kadar çok sevâb giderse, onların da sevinçleri artar. Bayram sebebi ile din büyüklerinin kabirleri de ziyâret edilebilir. Çünkü onların manevî atmosferine girince onların kalblerindeki nûr, bizim kalbimize de intikal eder. Dolayısıyla bizde bir rahatlama meydana gelir, huzûr, sürûr gelir. Onlar da sevinir, biz de. Onları da ihmâl etmemelidir. Bayram günleri bir vesîledir. Küs olanlar, ne yapıp edip mutlaka barışmanın yollarını aramalıdır. Büyük ve küçük dememeli, yaşça küçük olsa da gidip helâlleşmeli, bayramlaşmalıdır. Kim önce giderse, kim önce davranırsa kazançlı olan o olur. Çünkü Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm” bir hadîs-i şerîfleri var. Üç güne kadar, buyruluyor. Yani üç güne kadar insan yapısı, psikolojisi itibâriyle dînimiz izin vermiştir. Üç günden sonra günâh olur, buyruluyor. Kim önce gider barışırsa, öbürüsünü geçmiş olur. Karşı taraf barışmazsa, günâh oraya âid olur. Bu vesîle ile küsler de barışmış olur, inşâallahü teâlâ…

Yorum Yap