
Süre: 1 dk 55 sn
Cevap: Vahiy mi gelmiş, Kur’ânın şifrelerini nasıl çözmüş ki? Ebced hesâbıyla onu ona katıyor, uyduruk kaydırık şeyler. Kur’ân-ı kerîm Allahü teâlânın kelâmıdır. Orada emirler ve yasaklar var. Bize, bunların şifre dedikleri şeyler falan lâzım değildir. Bunların çoğu uyduruk kaydırıktır. Lâzım olsaydı, Eshâb-ı kirâm söylerdi, Ehl-i sünnet âlimleri kitâblarında bildirirdi. Dolayısıyla şimdi, (Kur’ânın şifresi), (Kur’ânı iyi anlamak), (Kur’ânı en iyi anlayan).. bunların hepsi palavradır. Bunları dinlememelidir. Biz Kur’ân-ı kerîm okumasını öğreneceğiz, namâzda okuyacağız. Manâsını anlamasak bile okumak çok büyük sevâbdır. Kur’ân-ı kerîmin manâsı da fıkıh kitâblarında var. Kur’ân-ı kerîmin manâsından murâd da, emredilen hükümler nelerdir, hadîs-i şerîflerle bunlar açıklanmıştır. Müctehid âlimler de Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerifdeki bildirilen bu hükümleri, [farzları, vâcibleri, sünnetleri, müstehâbları, mendûbları, harâmları, mekrûhları, tenzîhi mekrûhları] açıkça yazmışlar. Biz Kur’ân-ı kerîme uymak istiyorsak, fıkıh kitâblarına, ilmihâl kitâblarına, yanî (Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye) kitâbını okuyacağız ki, Kur’ân-ı kerîme uyalım. Onu alacağız, okuyacağız, sindireceğiz, hayatımıza geçireceğiz. O zamân Kur’ân-ı kerîmin emrettiği şekilde yaşamış oluruz. Başkası bize lâzım değildir.
Yorum Yap