
Süre: 11 dk 32 sn
Cevap: Son nefeste imansız gitmekten korkan kimse, her türlü günahı cesaretle işleyemez; bunlardan uzak durmaya çalışır, kurtulmaya çalışır. Evliya-i kiram hep son nefesten korkmuşlardır. Bir kimse bütün ibadetleri yapar, ama ölümüne yakın bir hadise olur, nefsine uyar, dini inkâr eder, imansız gider, her yaptığı boşa gider Allahü teâlâ muhafaza buyursun. Birisi de küfür üzeredir, ölümüne ramak kalmışken, aklı başına gelir, iman eder ve bütün geçmişi silinir, sonrasında ecel gelir; imanla tertemiz gider. Bu yüzden ibadetlere güvenmemelidir, son nefesten korkmalıdır. Dinimizde emin olmak küfürdür. (Biz namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, biz Cennet’e girmeyeceğiz de kim girecek) gibi sözler sarf ediliyor, böyle emin olmak imanı götürür. Bu yetki kimsede yok. Son nefesinden kimse emin olamaz. Enver abiler toplantılarda anlatırlardı; “Bir kimsenin Cennetlik olduğunu söylemek için vahiy lazımdır. Allahü teâlâ tarafından bildirilmesi lazımdır”. Mesela Aşere-i mübeşşerenin (aleyhimürrıdvan) Cennetlik olduğu bildirilmiş. Allahü teâlâ bu büyüklerden razıdır. Allahü teâlâ bir kimseden razı ise, ebediyen razıdır. Sonradan (insanlar gibi) rızasından dönmez. Aşere-i mübeşşereden razı olması demek, onlar artık küfre düşmezler ama günaha düşebilirler, Peygamberler (aleyhimüsselâm) bir tek masumdur (günah işlemezler), onun dışında evliya-i kiram, Eshab-ı kiram günaha düşebilir, demektir. Bunu iyi anlamalıdır… Bu büyüklerin hataları, doğruların içerisinde en doğrusunu, evlasını yapamamaktır. Büyük zatlar, günaha, kötü işlere kolay kolay düşmezler. Düşseler bile öyle ağlarlar, öyle üzülürler ki, Allahü teâlâ onları affeder ve günahta ısrar etmezler. Dolayısıyla son nefesten korkmak lazımdır. Ama işi vesveseye vardırmamaya da dikkat etmelidir. İbadetlere de güvenmemelidir.
Yorum Yap