Gençliğimizden beri Türkiye Gazetesinin vermiş ansiklopedileri ve kitapları okuyup radyo ve Tv’de yayınlanan programlarınızı dinliyoruz. Şuan hiç kaza borcum kalmadı hepsini ödedim. Neler söylersiniz?

Süre: 6 dk 27 sn

Cevap: Maşallah teâlâ. Mübarek olsun. Türkiye gazetesi, dinleyicimizin bahsettiği Peygamberler tarihi kitabından evvel, Hazret-i Muhammedin hayatı diye tek cilt kitap yayınladı. Sonradan 6 cilt hâlinde Peygamberler tarihi kitabını yayınladı. Ve sonrasında bunları birleştirip 2 cilt halinde yayınladı. Türkiye Gazetesinin bu bakımdan çok büyük hizmetleri oldu. Bilmediğimiz, tanımadığımız evliyaların (aleyhimürrahme) hayatlarını Türkiye Gazetesi vasıtası ile öğrendik. Tabi bunlar durup dururken olmadı. Allahü teâlâ rahmet eylesin Enver Abiler; Gazete, Radyo, Televizyon bunları çok iyi biliyorlardı. Daha doğrusu insanları çok iyi tanıyorlardı. O zaman Bâb-ı âlideki gazetelerin hepsi Türkiye Gazetesine tepeden bakıyorlardı. Hâlbuki bugün gelinen noktada bilhassa sağ kesim Türkiye Gazetesine, TGRT’ye medyundurlar (borçludurlar). Bütün bunların yolunu açan kişi Enver abi oldu. Sonra Enver Abiyi’de İhlas Finans sebebi ile batırmaya, gözden düşürmeye çalıştılar. Sonra da bu gözden düşürmeye uğraşanlar, insanların gözünden düştüler, gittiler. Ve Enver Abiler İhlas Finans borçlarının büyük ekseriyetini (ki dinen ve yasal olarak, üzerine ödemek lazım olmadığı hâlde) ödediler. Ve günümüzde hâlâ ödenmekte, bitene kadarda ödenmeye devam edecek. Onlar söz verdiler. Allahü teâlâ sevdiği kuluna yardım eder. Şimdi mirasçıları bu borcu ödemeye devam ediyorlar. O dönemlerde biz Cağaloğlu’ndaydık, Türkiye Gazetesinde çalışıyorduk, daha Tgrt yoktu. Babı âlideki gazeteler sene de bir defa tirajlarını arttırmak adına araba veriyoruz diye kampanya yapıp, bu arabayı verecekleri kişiyi de; arabanın vergisiydi, şusuydu, busuydu diye bin dereden getirerek, canını okuyorlardı. Verdikleri de kırık dökük bir araba… Kazanan kimse istemiyorum diyecek hâle geliyordu. Enver abilerde, Türkiye Gazetesi okuyucularına bilezik hediye etmekle başladılar, sonrasında bunu kültür hizmeti ile devam ettirdiler. Ve okuyuculara ansiklopediler dağıtılmaya başlandı. Bunların başında; Osmanlı Tarihi, Rehber Ansiklopedisi, İslam Âlimleri Ansiklopedisi, Evliyalar Ansiklopedisi gelmektedir, bunlar dağıtıldı. Hâlbuki bu kitapları basıp dağıtmak, sene de bir araba vs. vermekten, daha külfetli, kıyas kabul etmez. Ama bunların hepsini göğüslediler. Diğer gazeteler bunu görünce, ilgiyi görünce onlarda ıvır zıvır şeyler bastırıp, vermeye başladılar ama ihlasla yapmadıkları, düzgün hizmet etmedikleri için kendileri zarar görüp, sermayelerinden yediler. Bu yüzden Enver Abiye bilenenler oldu. Şimdi dinleyicimiz hangi sebepten hidayete kavuştu onu bilemiyoruz. Bunun gibi bize binlerce, mail, telefon geliyor. Enver abiler bunlar için her sebebe yapıştılar ve bu Ansiklopedileri her yere ulaştırdılar. Gazete vasıtasıyla, Pazarlama usulüyle bunlar her yere dağıldı. Şimdi internete bile yüklendi. Milyonlar bu vasıta ile dinlerini doğru olarak öğrendiler, bize telefonlar yağıyor. Dedelerimiz din-i islamı yaymak için, bizlere bu mirasın ulaşması, imanlı nesillerin devamı için çok uzaklara gittiler, şehit oldular. Bize bu şanlı ecdadımız, geçmişimiz unutturuldu. Bize batının kültürü enjekte edildi. Fransızın yeme şekli, İngilizin düşünce sistemi ve saire… ve saire… Bunlar bize empoze edildi. Bir tek ismimizin Ahmet, Mehmet olması ve bir de öldüğümüz vakit cenaze namazımızın kılınmasından başka İslamiyet olarak hiçbir şey kalmadı. Ne oturuşumuzda, ne tuvalete girip, çıkmamızda hiçbir konuda İslamiyet adına bir şey kalmadı. Mesela erkeklerin ayakta bevletmesi, tuvaletlerini yapması uygun değil… Şimdi ki helalara bakıyorsun, ayakta bevledilmek için pisuvarlar yapılmış… Ayakta bevlediyor, bunun üzerine mutlaka idrar sıçrar. Oturarak, çömelerek yapmadığı içinde idrar kalıntısı içeride kalır ve çamaşıra sızar. Abdest alsa, abdesti gider, bozulur. Namaz kılsa o da olmaz. Böyle işler yaparak (Camilere hoparlörler sokarak, dini hükümleri unutturarak, kendi kafalarına göre kıyas yapıp, sandalyede namaz olur vs. diyerek) namazları bozdular, vakitle oynadılar. Orucun vaktiyle, namazın vaktiyle böyle oynadılar. Suud hükümeti de Hacla oynadı, günleri arkaya alıp, Haccı bozdular. Şimdi yeni yeni bazı şeyler duyuluyor ve vatandaş şaşırıyor. Bizi kökümüzden ayırdılar. Dinimizden koparabilmek için ellerinden geleni yaptılar. Bize ne İngilizin kültüründen!… Bize ne Fransızın yemek yeme şeklinden!… Bunlardan bize ne!… Bunları modernlik, asrilik vasıfları altında, herkese pazarladılar, herkese dikte ettiler. Bunun modernlikle, asrilik’le, hürriyetle ne alakası var? Bunlar bizi köle hâline getirdiler. Adın Ahmet, Mehmet, İngiliz gibi düşünüyor, Fransız gibi yiyorsun, Alman sisteminde hareket ediyorsun, senin Müslümanlıkla ne alakan var? Senin kökünle bir alakan kalmamış. Sen bu ülkelerin kölesi olmuşsun. Bunlar her tarafı böyle karıştırdılar. Bu yüzden millet bir türlü kendini toparlayamıyor. Ama Anadolu coğrafyasında bu millet çok hizmet ettiği için Allahü teâlâ onun hürmetine ihsan etti, tekrardan ehl-i sünnet itikadı bu vesile ile burada filizleniyor, cümle âleme buradan yayılıyor. Bu kitapların yayılması ve okunması sebebiyle nesiller, ecdatla temasa geçiyor, genlerimize, köklerimize dönüyoruz… Dinleyicimiz de bu kitaplar vasıtasıyla, onları okuyunca aklım başıma geldi, namaza başladım dedi. Mübarek olsun…

Yorum Yap