Her yüz yılda gelen müceddidler hakkında bilgi verir misiniz?

Süre: 2 dk 48 sn

Cevap: Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Benden sonra peygamber gelmeyecek ama, Benim dînimi kuvvetlendirecek vârislerim gelecek) buyuruyor. Meselâ, İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretleri, imâm-ı Gazâlî hazretleri, imâm-ı Rabbânî hazretleri bunlardandır. Bunlar Ehl-i sünnetdir. Ehl-i sünnet itikâdını, dört mezhebin kâidelerini açıklayan zâtlardır. Yanî Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm” bildirmiş olduğu itikâdı, hükümleri saf, berrak bir şekilde tekrar açığa çıkartan zâtlar demektir. Yanî Peygamber efendimizden önce her yüz yılda peygamber geliyordu. Bunlar nebî idi. Bu nebî olanlar önceki resûllerin dînini yayıyorlardı. Kendileri bir ilâve yapmıyorlardı. İşte Muhammed aleyhisselâmdan sonra Allahü teâlâ din göndermeyecek ama, Peygamber efendimizin vârisleri gelecek. Dolayısıyla her bu yüz yılda gelen müceddidler, İslâmiyyete sokulmak istenen bid’at, küfr ne varsa bunların hepsini açığa çıkartmak sûretiyle, dîni yine ilk nâzil olduğu zamânki o yeni hâliyle, unutulmuş olanları da söylemek sûretiyle bildirmektedirler. Bunlar fıkh, itikâd bilgilerini de açığa çıkartıyorlar. Ama bunların hiçbirisi kendi asrında geldiği zamân, (Biz müceddidiz) dememişlerdir ve bunlara karşı da müthiş bir muhâlefet vardır. Tanıyan azdır. Vefât edip, âhirete intikâl ettikten sonra bunların yapmış olduğu hizmetler görülüp, bu asrın müceddidi bu imiş derler. Meselâ imâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hayatta iken öyle bir muhâlefet görüyor ki… Ama şimdi herkesce, imâm-ı Rabbânî hazretleri için (Hicrî bin yılının müceddidi) diye geçiyor. İmâm-ı Gazâlî hazretleri hicrî beşinci asrın müceddidir. Dolayısıyla kendisini, bu asrın müceddidi diye takdim edenler sahtekârdır. Kim olduğu eserleri ile belli olur.

Yorum Yap