
Süre: 1 dk 55 sn
Cevap: Secde-i sehvle namâzımızı kurtarabiliriz. Namâzın farzlarından bir tanesi yapılmamışsa, yerine getirilmemişse, selâmdan sonra hâtırımıza gelirse, bu namâzı iâde etmek farzdır. Namâzın içindeki vâciblerden birisini yerine getirmemiş isek, bu namâzı iâde etmek de vâcibdir. Namâzın sünnetlerinden birini veyâ birkaçını yerine getirmemiş isek, böyle namâzı da iâde etmek sünnetdir. Bu hüküm ilmihâl kitâplarında yazılmış. Fakat genel hüküm itibâriyle de, yapılan hatâ namâzın içinde iken hâtırlanırsa, farz terk edilmişse, vâcib terk edilmişse, sünnet terk edilmişse, bunları namâzın içerisinde telâfisi daha evlâdır. Farzın terkinde secde-i sehv kurtarmaz. Tehîrinde secde-i sehv kurtarır. Vâcibin terk ve tehîrinde secde-i sehv kurtarır. Meselâ birinci rek’atde rükü’yu unutan, üçüncü rek’atde hâtırına gelen, geriye döner, birinci rek’atin rükü’sunu yapar, secdesini tekrar eder, ikinci rek’ati tekrar eder, üçüncü rek’atden devam eder, gider ve secde-i sehv yapar. Namâz böylece kurtulmuş olur. Onun için fıkıh, ilmihâl bilgi lâzımdır. Yoksa bu bilinmezse, namâz nasıl kurtarılacak ki, temelli bozulur.
Yorum Yap