Kızım başını deve hörgücü gibi örtüyor. Daracık elbise ile dışarıya çıkıyor. Biraz nasihat eder misiniz?

Süre: 4 dk 40 sn

Cevap: Günümüzde örtünenlerin çoğu anne baba zoru ile bunu yapıyor. İslamiyetle dertli değiller. Maalesef dertleri nasıl modaya uyarım, bu örtüyü nasıl modaya uydururum oluyor. Öyle olunca da kafalar deve hörgücü gibi, bluz daracık, altta da daracık kot pantolon oluyor. Vücut hatları belli ama sözde örtülü oluyorlar. Böyle garip bir durum ortaya çıkıyor. Bunun İslamiyetle alakası yok. Bu örtünmek değil. Allahü Teâlâ’nın emrine uyulmamış oluyor. Hatta hadis-i şerifte bunlara ikaz var: “Örtülü çıplaklar” diye hadis-i şerifte bunlar itab ediliyor, azarlanıyor, lanet ediliyor. Böyle söyleyince kızanlar oluyor. Anlattıklarımız bizimle alakalı değil. Bunu bizzat İslamiyetin sahibi “aleyhisselâm” bildiriyorlar. Kitaplarda yazıyor. Biz oradan naklediyoruz. Burada niyet kurtarmaz. Erkeklerin bile kaba avret yerlerini gösterecek şekilde dar pantolon giymeleri caiz değildir. Hatta böyle dar pantolon giyen erkeğin arkasında namaz kılmak mekruh olur buyruluyor. Kitaplarda açıkça yazılmış bunlar. İyi bir Müslüman Allahü Teâlâ’nın emirlerine uyar. İnsanlar ne der diye düşünülüyorsa, o zaman samimi olunmadığı anlaşılır. Kitaplarda; (Bir kimse Allahü teâlânın kızacağı şeyde, insanların rızasını ararsa; Allahü Teâlâ bunun işini insanlara bırakır) buyruluyor. İnsanlarda bugün över, yarın söverler. Hiç uğruna kendini feda etmiş olur. Dolayısıyla insanların ne düşündüğüne değer vermemeli, Allahü Teâlâ’nın rızasını düşünmelidir. İnsanlar kızsa da, orada Allahü Teâlâ’nın rızasına uygun iş yapılmalıdır. Zira kitaplarda az evvel naklettiğimiz hadis-i şerifin devamında şöyle buyruluyor: (İnsanların kızacağı yerde Allahü Teâlâ’nın rızasını arayan kimseyi; Allahü Teâlâ insanlardan gelecek bela ve musibetlerden korur) Niye din büyüklerinden muhabbetle, sevgiyle bahsediyoruz? Yaşayışlarına gıpta edip, imreniyoruz. Peki neden? Çünkü onlar Allahü Teâlâ’nın rızasını gözetmişler. Karşılaştıkları meselelerde Allahü Teâlâ’nın rızasını tercih etmişler. İnsanların rızasını gözetenler ise isimleri cisimleri unutulup helak olup gittiler. Kendi nefsini düşünenlerde, ona göre hareket edenlerde mahvolup gittiler. Şimdi onlar rahmetle değil lanetle yâd ediliyor. Allahü Teâlâ’nın rızasını düşünen kimse insanlar ne demiş, ne der bakmaz, emredileni yapar. Kişi tercihini yapmalıdır. Hangi tarafta olacak? İsimleri cisimleri unutulan insanlar gibi olup başkaları ne der diye mi düşünecek? Yoksa Allahü Teâlâ’nın dostlarının yolundan gidip, saadete mi kavuşacak? Tercih kişiye aittir.

Yorum Yap