
Süre: 3 dk 26 sn
Cevap: Büyük şehirlerde artık öyle. Eskiden tek veya çift katlı evler vardı. Orada komşuluk fazla idi, riâyet edilirdi. Yapılan araştırmalar bunu gösteriyor. Bu çok katlı binalara geçince komşuluk ölüyor. Kitâplarda kırk daireye kadar diye izâh ediliyor. Şimdi kimdir, itikâdı nedir, onu da bilemiyoruz. Önce dışarıda tanımaya çalışılır, sonra yaklaşma olur. Kırk dairelik bir blokta hepsini dolaşmak da şart değildir. Kitâplarda buyuruluyor ki, (Zamana, hâle ve kişinin durumuna göre kırk kapıya kadar ulaşabilir). Meselâ karşı komşuya hâl hâtır sorulur. İkrâm etmeye çalışılır. İtikâdı da bozuksa mesâfe olunur. Ama acil durumlar olduğu zaman insanî yardımlar da yapılır. Güç yetiyorsa, üsttekiler, altındakilere kadardır. Alt ve üst komşularla gürültü olduğu için hak ve hukuk geçebilir. Onlara riâyet edilir, onlarla görüşülür. Her kattaki, komşuluk münâsebetlerini dînimizin emrettiği şekilde yerine getirmeye çalışacak olursa, zamanla birbirlerine sirâyet edebilir. İtikâdları, anlayışları farklıysa belli mesâfelerde olur. İnsanî yardımda, her zaman için, gayr-i müslimde olsa yardım edilir. Çünkü komşuluk hakkı vardır. Ama komşu müslümânsa iki hakkı vardır. Hem komşuluk, hem müslümânlık hakkı. Komşu hem müslümân, hem de akraba ise, o zaman üç hak tahakkuk eder. Akrabalık hakkı, komşuluk hakkı ve müslümânlık hakkı, diye kitâplarda bildiriliyor. Demek ki, hâle ve duruma göre muamele edilir. Bu konuda (Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye)de ve İslâm Ahlâkı kitâbında da, komşuluk hakkı ile alâkalı kâfi bilgiler vardır. Lâzım olacak kadar bilgiler oraya aktarılmış.
Yorum Yap